PEDİATRİK SENSÖRİNÖRAL İŞİTME KAYIPLARI İLE ABO KAN GRUPLARI VE RH ANTİJEN İLİŞKİSİ
2Rize Devlet Hastanesi, Kulak Burun Boğaz, Rize, Türkiye
Özet
Amaç: Pediatrik bilateral sensörinöral işitme kaybı olan hastalarda Rh antijeni ve ABO kan grubu ilişkisini araştırmak.
Yöntem ve gereçler: Kliniğimizde bilateral çok ileri derecede sensörinöral işitme kaybı tanısı ile koklear implant operasyonu yapılan ve çalışmaya dahil edilme kriterlerine sahip toplam 234 hastanın dosyaları retrospektif olarak tarandı. Hastaların ABO kan grupları ve Rh antijenine göre dağılımları analiz edildi. Kontrol grubu Türk toplumunun sağlıklı bireylerinden oluşturuldu. Her iki grubun skorları istatiksel olarak karşılaştırıldı.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen toplam 236 hastanın 133'ü erkek, 103'ü kızdı. Hastaların yaşları 6 ay ile 216 ay arasında değişmekteydi ve ortalaması 39 aydı. Çalışma grubunda en sık A Rh+ hastalar mevcuttu ki bu Türkiye'nin genel popülasyonunun kan grubu ortalaması ile benzer oranlardaydı. Kan grupları ve Rh antijenleri açısından çalışma grubu ile kontrol grubu ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı farklılık gözlenmedi (p > 0.05).
Sonuç: Kan grubunun bireysel hassasiyet faktörü olduğu düşünülerek, bilateral sensörinöral işitme kaybı nedeniyle koklear implant yapılan hastalarda kan grupları ve Rh antijenlerinin risk faktörü olmadığı görülmüştür.
Giriş
Pediatrik işitme kayıpları dünya genelinde yaygın bir problem olarak görülmektedir [1]. Çocukluk çağı ve yenidoğan döneminde süpüratif otitis media, efüzyonlu otitis media ve konjenital sağırlıklar işitme kaybının en sık sebeplerini oluşturmaktadırlar [2,3]. Konjenital veya prelingual dönemde ortaya çıkan işitme kaybı, çocuğun dil gelişimini olumsuz yönde etkileyerek yaşamın bütün alanlarında normal işiten yaşıtlarından farklılaşmasına neden olabilmektedir [4,5].
Kan grubu antijenleri genetik olarak kodlanır ve bu antijenler bazı hastalıklar için yatkınlık ve bazı hastalıklar için rezistans faktörü olabilirler. A kan grubuna sahip kişilerin gastrik karsinoma yatkınlıkları ve 0 kan grubuna sahip kişilerde duedonal ülserin daha sık gözlendiği bilinmektedir [6]. Diğer yandan 0 kan grubuna sahip kişilerin diğer kan gruplarına göre koroner arter hastalığına yakalanma risklerinin daha düşük olduğu gösterilmiştir [7]. Kan grupları ile bazı otolojik hastalıkların ilişkisi literatürde araştırılmış olup özellikle gürültüye bağlı işitme kayıplarında bazı kan gruplarının yatkınlık oluşturabileceği saptanmıştır. Konjenital işitme kayıpları için çeşitli risk faktörlerini araştıran literatürde çeşitli makaleler mevcuttur [8-10]. Ancak konjenital işitme kaybı ile kan grubu ilişkisini ortaya koyacak literatürde çalışma bulunmamaktadır.
Koklear tüylü hücrelerin gelişmesinde insan kan grubu antijenlerinin eksprese edildiği gösterilmiştir ve kan grubu antijenlerinin iç kulak diferansiasyonundan sorumlu olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmada pediatrik bilateral sensörinöral işitme kayıpları ile Rh ve ABO kan grubu antijen ilişkisini ortaya koymayı amaçladık.
Yöntem ve Gereçler
Ağustos 2009 ile Ocak 2017 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, KBB Kliniği'nde bilateral çok ileri derecede sensörinöral işitme kaybı tanısı ile koklear implant operasyonu yapılan ve çalışmaya dahil edilme kriterlerine sahip toplam 236 hastanın dosyaları retrospektif olarak tarandı. 18 yaş altı, bilateral çok ileri derece sensörinöral işitme kaybı olan (90 dB), pre-peri-post natal risk faktörü olmayan hastalar çalışmaya dahil edildi. Pre-peri-post natal risk faktörleri Tablo 1 de gösterilmiş olup bu risk faktörlerini taşıyan hastalar çalışma dışı bırakıldı [11]. Hastaların yaş, cinsiyet, işitme kaybı derecesi ve kan grubu verileri toplandı. Olguların ABO kan gruplarına ve Rh antijenine göre dağılımları ve dağılımın istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığı araştırıldı. Ayrıca olguların kan grupları oranları Türk toplumundaki kan grubu sıklığı ile karşılaştırıldı. Çalışma öncesinde yerel etik kuruldan etik kurul onayı alındı. (Tarih:09.03.2018 Sayı:1192)
İstatistiksel yöntem
Verilerin tanımlayıcı istatistiklerinde frekans ve oran değerleri kullanılmıştır. Nitel bağımsız verilerin analizinde ki-kare test, ki-kare test koşulları sağlanmadığında Fischer test kullanıldı. Analizlerde SPSS 22.0 programı kullanılmıştır.
Verilerin tanımlayıcı istatistiklerinde frekans ve oran değerleri kullanılmıştır. Nitel bağımsız verilerin analizinde ki-kare test, ki-kare test koşulları sağlanmadığında Fischer test kullanıldı. Analizlerde SPSS 22.0 programı kullanılmıştır.
Bulgular
Çalışmaya dahil edilen toplam 236 hastanın 133'ü erkek ve 103'ü kızdı. Hastaların yaşları 6 ay ile 216 ay arasında değişmekteydi ve ortalaması 39 aydı. Hastaların yaklaşık %70 kadarı 4 yaş altında idi. Tablo 2 de hastaların yaş grupları ve cinsiyetlerine göre dağılımı görülmektedir. Çalışma grubunda en sık A Rh+ hastalar mevcuttu ki bu Türkiye'nin genel popülasyonunun kan grubu ortalaması ile benzer oranlardaydı. Kan grupları ve Rh antijenleri açısından çalışma grubu ile Türkiye ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı farklılık gözlenmedi (p > 0.05). (Tablo 3, grafik 1).Büyütmek İçin Tıklayın | Grafik 1: Kan grupları ve Rh antijenlerine göre çalışma grubu ve kontrol grubunun karşılaştırması |
Tartışma
İşitme kaybı 1.000 yenidoğanın 1-3'ünde gözlenir ve bu oran yüksek risk gruplarında 10-20 kat artabilir [12-13]. Pediatrik yaş grubunda konuşma ve dil gelişimi açısından işitmenin çok önemli bir yeri mevcuttur. Pediatrik işitme kaybı konuşmada gecikmeye, dil gelişiminde bozulmaya, sosyal-duygusal sorunlara ve eğitim başarısızlığına neden olmaktadır [14-17]. Bu nedenle yenidoğanlarda işitmenin erken dönemde tespiti bu sorunların önüne geçilmesinde en önemli basamağı oluşturmaktadır. Özellikle ilk altı ay içinde yapılan erken müdahale hastaların yaşam kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olmakta ve işitme engeli sıklığını azaltmaktadır [11,18,19].
Türkiye'nin farklı coğrafi bölgelerinde yaşayan toplam 443 bilateral işitme kaybı olan çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada, farklı bölgeler arasında işitme kaybı prevalansı açısından istatiksel bir fark saptanamamıştır.
Bölgeler arasında işitme kaybı insidansı üzerinde cinsiyetin etkisi olmadığı gösterilmiştir.
Simetrik sensörinöral işitme kaybı tüm bölgelerde en sık işitme kaybı tipi olarak saptanmıştır. Bölgeler arasında bilateral simetrik sensörinöral işitme kaybı gelişmesinde pre-peri-post natal dönemdeki risk faktörlerinin farklılık gösterdiği ortaya konmuştur [20]. Bizde çalışmamızda homojen bir grup oluşturmak amacıyla pre-peri-post natal dönemde risk faktörü taşıyan hastaları çalışma dışı bırakarak kan grubu tiplerinin bilateral sensörinöral işitme kaybı gelişiminde bireysel hassasiyet faktörü olup olamayacağını araştırmayı planladık.
Bölgeler arasında işitme kaybı insidansı üzerinde cinsiyetin etkisi olmadığı gösterilmiştir.
Simetrik sensörinöral işitme kaybı tüm bölgelerde en sık işitme kaybı tipi olarak saptanmıştır. Bölgeler arasında bilateral simetrik sensörinöral işitme kaybı gelişmesinde pre-peri-post natal dönemdeki risk faktörlerinin farklılık gösterdiği ortaya konmuştur [20]. Bizde çalışmamızda homojen bir grup oluşturmak amacıyla pre-peri-post natal dönemde risk faktörü taşıyan hastaları çalışma dışı bırakarak kan grubu tiplerinin bilateral sensörinöral işitme kaybı gelişiminde bireysel hassasiyet faktörü olup olamayacağını araştırmayı planladık.
İnsan iç kulağında koklear saçlı hücrelerin gelişmesi sırasında kan grubu antijenlerinin üretildiği, ultrastriktürel olarak ratlar üzerinde yapılan bir çalışmada saçlı hücre membranlarında ve sterosilialar üzerinde H grubu kan antijenleri saptandığı bildirilmiştir [21]. Kan grubu antijenlerinin tüylü hücre gelişimi, sinaptogenezis ve silyogeneziste rol aldıkları düşünülmektedir [21]. Tüm bunların ışığında, kan grupları bilateral sensörinöral işitme kaybı gelişiminde de bireysel hassasiyet faktörleri arasında yer alabilir.
Doğru ve ark.'ları 0 kan grubuna sahip kişilerde diğer kan grubuna sahip kişilere göre gürültüye bağlı işitme kaybı (GBİK) gelişimin anlamlı olarak daha fazla olduğunu belirtmişlerdir [22].
Ayçiçek ve ark. 'larının 438 çalışan üzerinde yaptıkları çalışmalarında Rh pozitif kişilerin diğer kan grubuna sahip kişilere göre GBİK gelişimine daha yatkın olduklarını ortaya koymuşlardır [23].
Farklı kan gruplarına sahip kişilerin farklı otoakustik emisyon yanıtları oluşturdukları ve 0 kan grubuna sahip kişilerin diğer kan gruplarına sahip kişilere göre azalmış otoakustik emisyon amplitüd değerlerine sahip oldukları saptanmıştır [24].
Bir başka çalışmada ise 0 kan grubuna sahip kişilerin gürültüye bağlı işitme kaybında koklear hasar için artmış riske sahip olabilecekleri belirtilmiştir [25].
Ayçiçek ve ark. 'larının 438 çalışan üzerinde yaptıkları çalışmalarında Rh pozitif kişilerin diğer kan grubuna sahip kişilere göre GBİK gelişimine daha yatkın olduklarını ortaya koymuşlardır [23].
Farklı kan gruplarına sahip kişilerin farklı otoakustik emisyon yanıtları oluşturdukları ve 0 kan grubuna sahip kişilerin diğer kan gruplarına sahip kişilere göre azalmış otoakustik emisyon amplitüd değerlerine sahip oldukları saptanmıştır [24].
Bir başka çalışmada ise 0 kan grubuna sahip kişilerin gürültüye bağlı işitme kaybında koklear hasar için artmış riske sahip olabilecekleri belirtilmiştir [25].
Rh pozitif kan grubuna sahip anne ve babaların çocuklarında işitme kaybına daha fazla rastlandığı rapor edilmiştir [26].
Biz bu çalışmada kan gruplarının bireysel hassasiyet faktörü olabileceği düşüncesinden yola çıkarak bilateral sensörinöral işitme kaybı olan hastalarda kan grupları ve Rh antijenlerinin rolünü araştırmayı planladık ancak Türk toplumu ortalamaları ile istatiksel anlamlı fark ortaya çıkmamıştır.
Biz bu çalışmada kan gruplarının bireysel hassasiyet faktörü olabileceği düşüncesinden yola çıkarak bilateral sensörinöral işitme kaybı olan hastalarda kan grupları ve Rh antijenlerinin rolünü araştırmayı planladık ancak Türk toplumu ortalamaları ile istatiksel anlamlı fark ortaya çıkmamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder